17 Kasım 2014 Pazartesi

El emeğinin alfabesi

Anadolunun göbeğinde ve geleneklerine oldukça düşkün bir şehirde yetişmiş olsamda çeyizin Ç sine bile elimi sürmedim maalesef. Hatta çeyiz bir yana elişi namına çocukken heves edip şiş tutup örgü örmeye çalışmışlığım dışında bişey yapmadım malesef. Üniversitedeyken yazları memlekete döndüğümde annem elime bir seccade tutuştururdu zorla. Boş durma işle diye. Bana o zamanlar çok anlamsız geliyordu o kadar vakti bir örtü için kullanmak.  Hâlâ çok anlamlandıramadığım şeyler var aslında. Mesela gelenekseldir çarşafın eteğine 4-5 sıra dantel örerler. Hadi 1 sıra olsa neyse ya da hepsi aynı çeşit olsa neyse 5 sıra üst üste farklı dantel bence hoş durmuyor. Sevenler de vardır bişey diyemem tabi. Her neyse annem baktı ki seccade 2 yaz 3 yaz bitmeyecek aldı elimden :) lisedeyken sanki daha önemliymiş gibi yabancı dizileri izler ve Stephen king kitapları okurdum. Bir de yabancı müzik kanallarıyla geçirirdim zamanımı. Hazırlık okuyan hemen her genç için farzdı sanki. Yine öğrencilik yıllarımın yazında dikiş kursuna gitmiştim.Böylece birazda olsa dikişin D sini öğrenmiştim. İyi ki gitmişim. Bu kadar seveceğimi bilmiyordum o zaman. Örgü, kaneviçe ve de dikiş inanılmaz zevkli işlermiş yeni farkediyorum. İnsanı dinlendiriyor. Terapi gibi. Üstelik bu kadar emek harcadıktan sonra illa kıyıpta örtü yapmaya da gerek yok. İğne oyasından dekoratif çiçekler kaneviçeden şahane tablolar vs yapılıyor. Özellikle üretmenin unutulduğu, harcamanın, lükse yığınla paralar vermenin revaçta olduğu bu dönemde herkese ortaya küçücükte olsa bir ürün çıkartabilecekleri bir hobi edinmelerini naçizane tavsiye ederim ;) daha öğrenecek çoookk şey var. ha tabi bir de "ay çok sıkıcı hiç cool diğill" diyenlere tavsiyemdir şu yazıyı okumaları; Kendindik (irem'in) TERZİ PARÇASI