21 Aralık 2014 Pazar

BEBEK PANOSU

Çarpı işinden harika bebek panoları yapılıyor. Kimisi kasnağıyla asılıyor kimisi çerçevesiyle. İnstagramda ve pinterestte çok fazla örnek var. Benim severek takip ettiğim iki instagram hesabı @meliketuran ve @tubiskoo. Bu yaptığım çarpı işinde de tubiskoo nun minik bebek ayaklarını kendi panoma uyarladım. Evde olan ve bir türlü içine fotoğraf ayarlayamadığım boynu bükük çerçeveyi kızım için bebek panosu yaptım. Kızım 5 yaşında ama olsun ben bunları yeni keşfettim :) yapması çok zevkli ve çok da kolay tabi etrafınızda dolşıp yumakları oynayan iki pisipisiniz yoksa:) çocuklardan bahsediyorum eve kedi sokmam mümkün değil. Hayvanları uzaktan severim. Özellikle kediye dokunamam bile. Ama geçenlerde ilk kez yavru bir kedi sevdim. O kadar küçük ve sevimliydi ki dayanamadım. Sütlükahve renginde. Şaşkın bakışlı ve çook tatlı bir kedicikti. İkinci görüşümde yine yaklaşamadım maalesef. Herneyse bahsettiğim iki hesabı görmenizi tavsiye ederim.

15 Aralık 2014 Pazartesi

Prenses arabası




Benim güzeller güzeli kızım geçen gün "anne! Bütün prenseslerin atı var benim neden yok" dedi. Ben de oyuncak atı olduğunu ama gerçek atı alamayacağımızı söyledim. Bu sefer de "hayır. Hani arkasında arabası oluyo içine oturuyolaar hani bööölee perdesi var. Onun için bana yapışkan lazım" diyince ne demek istediğini anladım. Kolları sıvadık ve tamamı evde olan malzemelerle prenses arabası yaptık. Atı sürecek centilmen de hazır. 15 aylık olsa da atı kimselere vermediğine göre ablasının at arabasını sürer herhalde :) sadece birkaç küçük rötuş kaldı :)


17 Kasım 2014 Pazartesi

El emeğinin alfabesi

Anadolunun göbeğinde ve geleneklerine oldukça düşkün bir şehirde yetişmiş olsamda çeyizin Ç sine bile elimi sürmedim maalesef. Hatta çeyiz bir yana elişi namına çocukken heves edip şiş tutup örgü örmeye çalışmışlığım dışında bişey yapmadım malesef. Üniversitedeyken yazları memlekete döndüğümde annem elime bir seccade tutuştururdu zorla. Boş durma işle diye. Bana o zamanlar çok anlamsız geliyordu o kadar vakti bir örtü için kullanmak.  Hâlâ çok anlamlandıramadığım şeyler var aslında. Mesela gelenekseldir çarşafın eteğine 4-5 sıra dantel örerler. Hadi 1 sıra olsa neyse ya da hepsi aynı çeşit olsa neyse 5 sıra üst üste farklı dantel bence hoş durmuyor. Sevenler de vardır bişey diyemem tabi. Her neyse annem baktı ki seccade 2 yaz 3 yaz bitmeyecek aldı elimden :) lisedeyken sanki daha önemliymiş gibi yabancı dizileri izler ve Stephen king kitapları okurdum. Bir de yabancı müzik kanallarıyla geçirirdim zamanımı. Hazırlık okuyan hemen her genç için farzdı sanki. Yine öğrencilik yıllarımın yazında dikiş kursuna gitmiştim.Böylece birazda olsa dikişin D sini öğrenmiştim. İyi ki gitmişim. Bu kadar seveceğimi bilmiyordum o zaman. Örgü, kaneviçe ve de dikiş inanılmaz zevkli işlermiş yeni farkediyorum. İnsanı dinlendiriyor. Terapi gibi. Üstelik bu kadar emek harcadıktan sonra illa kıyıpta örtü yapmaya da gerek yok. İğne oyasından dekoratif çiçekler kaneviçeden şahane tablolar vs yapılıyor. Özellikle üretmenin unutulduğu, harcamanın, lükse yığınla paralar vermenin revaçta olduğu bu dönemde herkese ortaya küçücükte olsa bir ürün çıkartabilecekleri bir hobi edinmelerini naçizane tavsiye ederim ;) daha öğrenecek çoookk şey var. ha tabi bir de "ay çok sıkıcı hiç cool diğill" diyenlere tavsiyemdir şu yazıyı okumaları; Kendindik (irem'in) TERZİ PARÇASI  

30 Ekim 2014 Perşembe

91. Yıl


Sapasağlam kökleri olan milletimizin o köklere yakışır, huzur, birlik ve berberlik içinde yaşadığı nice 91 seneler 100 seneler 200 seneleri olsun. Cumhuriyet bayramımız kutlu olsun.

15 Ekim 2014 Çarşamba

İLK MİMİM :)

İlk kez mimlendim. Kendisini keyifle takip ettiğim sevgili Burchin's beni mimlemiş. İtinayla cevaplamaya çalışacağım :) 
  
Bu aralar hayatında neler oluyor, seni nasıl etkiliyor bu olaylar?
 Bu soru sorulmamış olsa galiba dışardan hayatıma şöyle bir göz atmayacaktım çünkü günler haftalar öyle çabuk geçiyor ki durup izlemek gelmiyor insanın aklına. Beni en yakından etkileyen tabi ki ailem. Kızım ve oğlumla zaman su gibi akıyor zaten. Kendime edindiğim bir iki uğraşla da evde oyalanıyorum. Daha geniş çerçevede tabi ki olanlara üzülüyorum. Zaten duygusal bir insanım daha düşünürken bile inanılmaz sitres yapıyorum. 

Hayatın senin için ne kadar önem arz ediyor?
 Maalesef gereken önemi göstermiyorum. Sonra vicdan azabıyla durumu kendime daha da çekilmez kılıyorum :) 

Kendini bir kenara çekip düşündüğün olur mu?  
 Hem de çok sık   


Nefret ettiğin bir alışkanlığın var mı? 
 Nefret demeyim ama sevmediğim alışkanlığım var tabi.  Mesela bir alanda ilerlemek yerine her alana burnumu sokma alışkanlığımı sevmiyorum. 

Bu hafta içinde neler yaşadın?
Dostlarla özlem giderdim, ısınamayan yeni evimde bol bol üşüdüm, internette biraz fazlaca vakit geçirdim :)

Hayat?
Herkesin aynı bahçeye açılan farklı pencerelerden bakması. Kimi daha renkli kimi bulanık kimi puslu...

Son zamanlarda bir değişikliğe uğradığını hissediyor musun?
Hissetmek ne kelime bizzat görüyorum. Fakat kendi düşen ağlamaz diyip konudan hızla kaçıyorum :))

Hayattan beklentin neler?
Lekesiz berrak bir pencereden O bahçeye bakabilmek. Fırsatları, zamanı doğru değerlendirmek ve ailemle birlikte hep doğrunun, iyinin, huzurun peşinde olabilmek.   


Ben de bloğunu keyifle okuduğum ve hemen hemen her yazısında ne güzel yorumlamış dediğim sevgili İrem'i (kendindik) mimliyorum ki benim sıradan anlatımımdan sonra bu soruları bir güzel renklendirsin...

Ayrıca yine pratikliği ve çalışkanlığıyla 'ben de dikicem kızıma bundan, kendime şundan' dedirten sevgili Yasemin'i
 mimliyorum.
Katılmak isterseniz (ilk mimlediklerimsiniz) sevgiler :)


10 Ekim 2014 Cuma

ÇARPI İŞİ- KANEVİÇE ( CROSSTİCH)

Bu aralar bir de çarpıişine merak sardım. Şimdilik sadece fotoğraflara bakmakla yetiniyorum. Küçük beyle yapmam imkansız çünkü. Pinterestde ve instagramda şahane görseller var. Altında zeynep yazan bebek kıyafetini instagramdan "oylumd" adlı kullanıcıdan aldım. Diğerleri pinterestten alındı.













 

5 Ekim 2014 Pazar

DÖNÜŞÜM FİKRİ

Geçenlerde bir arkadaşımın evinde gördüğüm dönüşüm fikrine bayıldım. Hemen hemen herkes evlerde iğreti duran doğal gaz borularına sinir olur. Kimisi boyamakla kimisi gizlemekte çözüm bulur ama arkadaşım bu boruları olduğu gibi siyah halleriyle kabul etmiş ve sadece estetik, özgün bir yorum katmış. Hem sarı-siyah ikilisi çok hoş durmuş hem de son zamanlarda her alanda etkisini gösteren üç boyutla hareket katmış.



BAYRAM

Kurban Bayramınız huzurlu,  sağlıklı ve bereketli geçsin. Bayramımızın BAYRAM olduğu, yardımlaşmanın arttığı, dostluk ve akrabalık bağlarının güçlendiği, ayrım yapmaksızın insan olana hoşgörüyle bakıldığı nice bayramlara kavuştursun Rabbim. 

21 Eylül 2014 Pazar

Limon mu sirke mi?

Biz ailecek turşu severleriz. Büyüğünden bebeğine kadar. Kızım da (4) oğlum da (1) yemek yemeyi normalde sevmeselerde turşuyu açken tokken her koşulda yerler. Ben de çok olmasa da bir miktar yaptım. Yaparken sevgili eşim tuzlu su oranının daha çok olması halinde daha güzel olacağını iddia etti. Ben ise sirke miktarı çok olduğunda turşunun daha kıtır kıtır ve lezzetli olacağını düşünüyorum. 



Bu sebeple sirke miktarını değiştirerek aynı malzemeyle farklı kavanozlara turşular kurdum ve sirke seviyesini hatırlamak için de etiket yapıştırdım. Etiketlerin üstü sirke seviyesini gösteriyor. Bir de görümcemin tavsiyesiyle tuzlu su karışımına bir kaşık limon tuzu ekledim. Kendisinin turşuları çok lezzetli olur. Bakalım benimki nasıl olacak. Bu arada ölçü de yine görümcemden 1 ölçü tuza 16 ölçü su. Bu karışımı hazırlayıp (ben yaklaşık 1 s.b tuz kullandım) içine 1 yemek kaşığı (silme) limon tuzu ekledim. Dediğim gibi sirke miktarlarını kavanozlara farklı miktarda koydum.Her iki durumu da denemiş olduk. Eee eşimi kıracağıma dişimi kırarım:))




 

19 Ağustos 2014 Salı

EĞİTİM ŞART TİCARET GENETİK

Evet mesleğim öğretmenlik ama ticarette genlerimde var:P
Şaka bi yana hakikaten ailemde hemen hemen herkes önce eğitime yönelip ardından ticari girişimde bulunuyor.  Abim bu sırayı bozmuş olsa da (çocukken alıp satmaya merak sarıp yetişkinken eğitime yöneldi bunda çocukken sattığı ateri kasetinin pişmanlığının etkisi de olabilir tabi :))genel olarak ailemde durum bu. Canım babam en çok üniversiteden emekli olunca ticarete ağırlık verdi. Kardeşlerim de şu an eğitim kısmında olsalar da zaman zaman konuşmalarından bi alıp satıp kâr etme merakını seziyorum. Ben de hazır evdeyken ve ev hanımı modundayken tupperware el atmazsam ayıp olur diye düşündüm.  Zaten potansiyelimden bahsetmiştim (maymun istahlılık konusunda). Artık bir tupperware danışmanıyım :P







 

27 Temmuz 2014 Pazar

pudra yarı kloş etek






Bir önceki paylaşımda anlattığım etek. Tabi dışı sizi içi beni yakar :) diktikten sonra ütü için epey uğraştım. Hani bazen hazır kıyafette de olur da şunu dikeni bi bulsam deersiniz aynen öyle. Bi dikiş payı bi tarafa yatmış diğer ucu başka tarafa... olsun ama o kadar dar vakitte yine de fena olmadı. Fotolarda rengi yakalamak için çok çabaladım ama tam olmadı. Daha pembeye yakın bir pudra aslında. Flaşlı, flaşsız, yok ışık karşıdan, yok yandan derken ancak böyle çekebildim. 

26 Temmuz 2014 Cumartesi

trajikomik dikiş

Allahım bana akıl fikir ver yarabbiimm... Amiiinnn

Uzuuuun zaman oldu yazamadım. İşte o uzuunn zamanda ben taşındım, ramazandı iftar davetiydi vs... yine buraya hazır bişeyle gelmedim daha doğrusu fotosunu getiremedim ama hikayesini getirdim :) 
Ee bukadar zamandır bişey yazmama rağmen vefa ile blogumu tıklayanlara ayıp olmasın diye  bu günkü dikiş hikayemi anlatıcam.
Efendim baştan belirteyim ki ben de bir çok Türk vatandaşı gibi zamanım sıkışmadan bişeyler üretemiyorum. Mesela yarın memlekete gidicem çocukları 11 civarında ancak uyutabilip dikişe başladım. Kendimce çok kolay bir dikiş olacaktı. Yine pıs pıratik kalıpsız teğelsiz :))
Yarı kloş etek dikmeye karar verdim. Tabi kloş eteğin bile biçmek için bi kolay hesabı vardı ama kim uğraşacak onu bulmakla. Ben lise yıllarımdaki sayısal alana olan yatkınlığımı da kullanarak ( sanki integralden bahsediyodrum) bel ölçümü aldım (hem de alet çantasından bulduğum metal mezura ile:p ) sonrada  denklem kurarak 2× pi× r den çemberin çevresini hesapladım yani bel çevreme eşit olacaktı. Yarı çapı bulduktan sonra işim kolaydı. İkiye katlanmış kumaşın ucundan çapı ayarlayıp biçecektim. Ki buraya kadar harikaydı tabi sağ gözümün konjontivit olduğunu saymazsak :D bu sebepten akıl için dua ettim :)  eteği biçtim gizli fermuar taktım yan dikişini yaptım bol olmuş daralttım e tabi astarsız olmaz astar diktim pervaza ekleyip eteği tamamladım somon rengi çok güzel ve rahat bir eteğim oldu hem de maliyeti 10 tl tabi işçiliği yani hasta gözle gece 2-3 saat uğraşan ve matematiği katleden kısmı saymazsak. 
Bu arada merak edenleri aydınlatayım pi sayısını 3.14 aldım :))) en kısa zamanda da sembolünü koymayı öğrenmeliyim :P 
Eteğin fotosu bi sonraki paylaşımda takipte kalalım ;) 

27 Mayıs 2014 Salı

EV YAPIMI EKMEK

Evde ekmek yapma isteği birazda ekmek israfından kaynaklı bir ihtiyaçtı benim için. İstediğim ebatta yapabilmek ve taze taze tüketmek cazip geldi. Tabi bir de ekmeğe ve una katılan katkı maddelerini duyunca ekmek yapma makinesini aldık hemen. Unumu da buldum bir arkadaştan (katkısız un).  Biraz ekmek yapma makinesi araştırdıktan sonra (www ekmeksanati.com bu konuda çok güzel bi kaynak) arçelik ekmekçim almaya karar verdik ( eşimle :))
 İlk yaptığımda malzeme ölçüsünü yanlış anladığım için çok kötü bi sonuç elde ettim. Arçeliğin kitapçığı çok yetersiz, hiç detay yok gerçekten. Tarifler de çok az. İkinci denemem tarifle birebir aynı ölçülerdeydi ve ekmek harika oldu. Evde nefis bir ekmek kokusu ve çıtır çıtır ekmek, içi de oldukça yoğun. Kilo almak için geçerli bir sebebim daha oldu :) Neyse ki küçük bey anne sütü aldığı için deliler gibi yesemde fazla kilo almıyorum. 





Ekmeğim 10 üzerinden 7 alır herhalde :) ekmeksanati'ndan öğrendiğim kadarıyla hafif bir maya sönüm yırtığı oluştu. İç dokusu da gayet karınca başı dağılımlı ee daha ne olsun :)

22 Mayıs 2014 Perşembe

BLOGUM 1 YAŞINDA (buruk bir doğum günü...)




Nasıl oldu da kaçırdım anlamadım. :((( 
Bloğumun 1. Yılını bi çekilişle kutlayacaktım. Hayallerim vardı.... Üzerinden 1 ay geçmiş üstelik nerdeyse. Gerçekten üzüldüm ama yapacak bişey yok. 2. Yılını daha coşkulu geçiririm inş. Bu aralar yazmaya bile fırsatım olmadı zaten. Çocukların sağlık durumlarıydı gündemdeki acı olaydı derken yazasım da gelmedi açıkçası. Hala her gözlerimi kapattığımda ve her gece ışık sönünce Soma' da maden işçilerinin çaresizliği geliyor aklıma. Haberleri okudukça, duydukça gözyaşı döktüm sadece. Dua etmekten başka elimden bişey gelmedi. Kızım defalarca gördü ve sordu ama bir şey diyemedim. Anlatamadım. Yaşananlar yanında anlatılanlar manasız kalıyor zaten. İçimden çok şey yazmak geliyor ama ne blogumun konusu ne de gücüm var yazmaya. Herneyse .....

25 Nisan 2014 Cuma

KALIP KAZANI

Kalıp kazanına düştüm:)
Kayınvalidemlerde eski kalıplar buldum.Hemde bir sürü. Gerçi kol evleri 3 kol girebilecek kadar geniş görünüyor ama olsun. Bunların fotokopisini çektirmeyi düşünüyorum. Satın almak için arasam bile bulamam. Hem ne isimle arıycam onuda bilmiyorum.







Bir de dikiş kursundan kalma defterler buldum. Neler öğretmişler neler. Biraz daha hevesim arttı. Eğitim şart. Tabi şuan mümkün değil ama mutlaka kursa gitmem ya da özel ders almam gerekiyor. 

Not: fotoğrafların kalitesizliği için kusuruma bakmayınız :) çocuklar uyuyunca bir gece vakti yangından mal kaçırır gibi çekildiler. 

16 Nisan 2014 Çarşamba

Evcilik aşkı

Mutfakta bulaşıklar bekleyebilir. Sepette ütülenecekler bekleyebilir ama evcilik isteği beklemez bekletilemez. Çünkü ütü ya da bulaşıklar yakanıza yapışmaz ama kızınızın "hadi anneee oynayalıımm" ısrarı yakanızı bırakmaz.
Bilin bakalım bir bayanın ev işlerini zevkle yaptığı yaş aralığı kaç?

Tabi ki 2-12 sonrasında isteksizlik oluyor. Kendimden biliyorum:))


Bir arkadaşımın biri diker biri bakar kıyamet ondan kopar düşüncesiyle kızıma hediye ettiği oyuncak setini severek oynuyor.
Kızım diye demiyorum eli de yakışıyor işe hani;))


15 Nisan 2014 Salı

Mint bluz + mint laleli etek

Olur mu?
Güzel olur.
Dikebilirmiyim?
Dikebilirim.
(Asıl soru şu : ne zaman ve dikene kadar bedende değişiklik olur mu?)
:)

Şimdi şu saten kumaşın mat yüzüyle bluz diksem kol yada bel kısmına parlak yüzünü kullansam ve bel kısmını kısa tutsam.
Alttaki laleli kumaştanda 6 parçalı yüksek bel balık etek diksem güzel olmaz mı?

9 Nisan 2014 Çarşamba

KIZ ÇOCUK ELBİSESİ ve BURDA

Nisan ayı burda dergisinin önizlemesi bir çok blogda yerini aldı da eskidi bile. Ben ancak bakabildim. Bu aralar fazlaca mutfakla haşır neşirdim. Normalde burda dergisi aynı kalıbı çevirip çevirip farklı model yapsa da bu ayki sayı bebim çok hoşuma gitti. Daha zengin geldi. Özellikle kız çocukları için verilen kalıplara bayıldım ve iyiki almışım dedim. Genelde dergiyi aldıktan sonra bu cümleyi pek kuramam. İlla ki kalıplarda değişiklik yapmak gereken modeller var çoğunlukla çünkü. 


Neon renkte çelik penyeyle de çok hoş olur diye düşünüyorum.



Bu da cici kız anneleri için oldukça şık bir manto. Kaz ayağı desen ve deri ceplerle düşünülebilir.
Ama tabi bunları sadece düşünmekle yetinicem bu aralar. Küçük bey makine sesinden korkuyor ve sürekli kucak istiyor
 :(



6 Nisan 2014 Pazar

GÜN BUGÜNDÜR

Normalde davetlerde 3-4 çeşitin aşılmaması taraftarıyım çünkü çeşit arttıkça kalori-kilo doğru orantısından dolayı bir bilinmeyenli denklem çözmenin yolunu arıyoruz;
 "Nasıl eritsek bu fazla kiloları".
Ama ilk kez GÜN yapıyor olmanın verdiği hevesle ben de sekiz çeşit yaptım. 
1.Elmalı rulo pasta (cahide jibek'in sitesinde var tavsiye ederim çok hafif)
2.mahlepli kurabiye
3.kaya kurabiye
4.ıspanaklı-kıymalı börek
5.baklava yufkasından peynirli börek
6.kakaolu parfe
7.pirinç salatası
8.kereviz salatası



Yaptıklarımdan sadece kereviz salatası içime sinmedi. Aldığım kerevizler çok taze değilmiş. Arkadaşlarım beğenerek yediler. Onlar yedikçe de ben mutlu oldum :))
Tarif yazmadım o da bi sonra ki posta kalsın.

23 Mart 2014 Pazar

KÖPÜK ve KAPAK SORUNU

Tamam itiraf ediyorum ben böyle dikiştir boyamadır derken sanki marifetliymişim imajı versem de aslında öyle değilim. Tamamen beceriksiz bir hatun da değilim ama işte... Neyse gecenin 11inde bana bu postu yazdıran şey Türk hakvesi. Olmuyor. Köpük olmuyor. Gerçi "siz hala annenizin cezvesini mi kullanıyorsunuz" repliğine evet cevabı verdiğimin de etkisi vardır ama olsun. Ne yani kahve makinesi olmayan herkes köpüksüz mü içiyor?
Yok yani google amcaya da danıştım. Bütün püf noktaları tamam ama köpük yok:(Hayır güya eşimle tutuştuğumuz ladesi kazanacağımdan o kadar eminim ki bol köpüklü kahvesine girişmeyi kendim istedim. Çünkü ayıptır söylemesi O benden güzel yapar Türk kahvesini. O ne diye kabul etti anlamadım:(




Gelelim kapak meselesine. Çocuğu ve bebeği olan herkes bilir. Küçük ve ısınabilir kaplar çok kullanışlı oluyor. Küçük tavalar, mikro dalgaya girebilen cam ve porselen kaseler vs. Bunların hem buzdolabında saklanması için hemde pişirirken kullanmak için silikon kapaklar varmış. Ben de tantitoni de gördüm ilk kez. İki tane aldım ve çok hoşuma gitti. Hatta o kadar güzel kapanıyo ki vakumlanmış gibi kapağın üstünden tutunca 1 kg kabı kaldırabiliyorsunuz. Bu enteresan tespiti de başka yerde bulamazsınız benden söylemesi:))




Fotolar akşam aceleyle çekildi kusuruma bakmayın...