6 Mayıs 2018 Pazar

AN OLUR ÖMRE BEDEL...

           




           Hemen itirafla başlayayım yazıma;  Cengiz AYTMATOV'UN  bir türlü bitiremediğim  "gün olur asra bedel" kitap isminden devşirdim başlığımı. Zaman zaman yazasım gelir bu da o gelenlerden biri :)


       Yaşadığımız pek çok şeyde söz etkili sanıyoruz bir çoğunu da davranışa bağlıyoruz. Oysa düşünüyorum her şey "an" a bağlı ve bize ne hissettirip ne düşündürdüğüne.
          Baharda mesela bir ağacın altında salıncaktayken çocukluğuna döndüğün bir kaç saniyelik bir an. Seni çocukluğuna döndüren salıncak değil iğde ağacının kokusu o  anı yaşatan ya da ruhun hala bir kız çocuğuyken ilk anne olduğunda sana anneni daha iyi anlatan kısa bir acı anı. Canından çok sevdiğin yavruna kızmana sebep anlık bir öfke belki. Hem o aynı öfke anı değil mi yüreğini dağıtıp uykunu kaçıran, vicdanını sızlatan. 
      Mesela şu an öğlen saatinde kapkara kesilip tüm haftasonum bitti vakit çabuk geçti diye hissetttiren yağmur havası ve aynı andan birkaç saniye sonra için içine sığmayan duygulara sebep yağmurla karışık akasya kokusunu duyduğun an. 
         Doğadan uzak anlara da örnek çok. Daha güncel konulardan mesela iş hayatımdan yani eğitim ile ilgili onca yanlıştan bahsedilirken, onca bilinçsiz müdahale varken "acaba akıntıya kürek mi çekiyorum" ümitsizliğini rafa kaldıran minicik bir öğrencinin okumaya geçtiği an vardır. Yakın çevrenle ilgili de bir sürü an... Belki sığınılacak bir liman aradığın bir zaman diliminde ailenden en yakınlarından birinin söylediği sözle sılada gurbeti hissettridiği an vardır. Hatta o anı alıp toprağa gömmek istersin hiç yaşanmamış olsun istersin. Kırgınlığının üstesinden nasıl geleceğini bilemediğinden hep şikayet ettiğin unutkanlığının tamamını o anı unutarak harcamak istersin. Bi an olur taşıyamadığın tüm anlar yüzünden alıp hırkanı çook uzaklara gidesin gelir.

         Başka örnekler de vereyim(çok mu edebiyat parçalamış olurum bilemiyorum ama klavyeye zeval olmaz yazayım dedim :) ; insan insana aşık olmaz mesela olamaz. İnsan kusurludur, hata yapar, öfkelenir, çirkinleşir,güçsüz düşer, uzak düşer, basit düşer, yabancılaşabilir. İnsan An'a aşık olur. Bir gülüş anına, bir bakış anına, duruş anına.Kulağına gelen sesin o anki haline... Yolda durup bir sıkıntıyı başkaları için bile bertaraf ettiği bir kaç saniyelik o ana.Çocuklara olan merhamet gösterdiği ana, samimiyet kokan söz söylediği bir ana, sağlam iradesiyle hayatın sıkıntılarına karşı dik durduğu ana...
           İşte bu anlar ve birkilikte geçirilen güzel anlar ne kadar çoksa, ne kadar kötü anlara baskınsa o kadar aşık sanır kişi kendini. O anların yerini başka anlar aldıkça(geçim,sağlık, çocuk, iş vs...) evlilik aşkı öldürüyor diye saçmalar insanlar.

                          Hasılı aşk da ölmez an da, hangisinin yerine neyi koyduğuna bağlı.
                                    Ve an gelir kısaca, duran kalbe kalp masajı... 
                                                  an olur baharda orman yangını....