4 Kasım 2016 Cuma

IRMAK'a ithafen


       Gözlerimi kapadım küçük  çocuk. Kapadım ki onlarla kanatlarını göremiyordum bu dünyada.  Hayal etmeye başladım  yine, zümrüt yeşili  ağaçlar  ortasında  ayna gibi bir göl  kenarında ikimizi. Göle  uzanan minik iskeleden ayaklarımızı uzatıp yavaşça  dalgalar yaydığımızı. Su seni incitecek kadar soğuk değil küçük  çocuk.  Bu hayalde hiç bir şey  incitmeyecek seni. Hatta hiç  ağlamayacaksın . Dünyadayken gözlerinden düşen  her damlanın ebedi yansımasını göremediğimizden olsa gerek kica koca fotoğraf makineleriyle yapraklar üzerindeki çiğ  damlalarını çektik.  Sonra belki hüzünlü geldi çiğ  damlası görmek  ya da yaradanı düşündürdü ama gözyaşın için  aynı inceliği göstermedik. Gözyaşındaki anlamla titrerdi belki gökyüzü, biz en fazla kanalı  değiştirdik seninle ilgili duyduklarımızdan. Anlayamadık neden her şey gelişir, ilerler ama insanoğlu vahşetinden vazgeçmez. Anlayamadın sende. Hatta minik ağzından dökülen yarım  yamalak "neden" sorusu bile olmadı belki. Kim bilir belki sadece "anne" diyebildin. Hadi dönelim yine göl kenarına  hiç  görmediğim yüzüne bakayım. Sen de gölde gördüğün  bir balığı göster ve gülümse  bana. Güneşten gözlerin kamaşsın onda bile tatlı tatlı gülümse. Gülümse çocuk olduğun yerde ağlamayacaksın artık.  Biz mi?Biz de göğsümüze bu merhameti koyan SONSUZ MERHAMET SAHİBİnin sana olanların hesabını soracağı günle avunacağız. Bizim hatalarımız, bizim hesabımız için  titresek de "kıyamet  kopsa da daha fazla çocuk  incinmese" diyeceğiz ya da dilimiz varmayacak buna Hasbunallah çekeceğiz.

      Allah'ım sen insanlara zarar vermeyen, incitmekten korkan, merhamet  sahibi ve hesap gününe inanan çocuklar yetiştirmemizi nasip et ve çocuklarımızı iyi insanlarla karşılaştır, kötü  niyetli  vahşi  insanlardan koru... Aminn...

1 yorum :

Adsız dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.